Sosyal Girişimcilik ve Sosyal Girişim
Literatürde “sosyal girişim” ve “sosyal girişimci” kelimelerini kullanan ilk kişi Ashoka’nın kurucusu Bill Drayton’dır. Ashoka 40 yılı aşkın süredir faaliyet gösteren bir sosyal girişimci ağıdır. Türkiye’de de faaliyet gösteren Ashoka sosyal girişimciliği: “Toplumda ihtiyaç analizi sonucu belirlenen problemlere karşı maddi fayda ve kar ön planda olmaksızın, problemin çözümüne, problemin ortadan kaldırılmasına ve sistemlerin dönüşmesine yönelik girişimciliğin gerçekleştirilmesidir.”[1] şeklinde tanımlıyor.
Ashoka’nın tanımında da gördüğümüz gibi, sosyal girişimciyi tetikleyen şey yaşadıkları toplumdaki eğitim, sağlık, dezavantajlı gruplar, temel hak ve özgürlükler ve çevre gibi alanlardaki -fark edilen- sorunlardır. Kar amacı gütmeyen dernek, vakıf gibi sivil toplum kuruluşlarından farklı olarak sosyal girişimler toplumsal sorunları girişimci olarak çözmeyi hedefleyen yapılardır.
Bunun en büyük sebebi sürdürülebilir, ölçeklenebilir çözüm arayışıdır. Bu nedenle bağış vb.. gelir modelleri dışında “kar elde eden” yapılardır. Ticari girişimlerden ayrıldıkları nokta ise elde edilen karın yine sosyal fayda için kullanılmasıdır. Özetle söylemek gerekirse, amaç “kar maksimizasyonu” değil “sosyal fayda maksimizasyonudur.”
Nispeten yeni bir kavram olduğundan birçok hibrit model barındıran sosyal girişimciler bulundukları ülkenin yasal tanımlarından da etkilenmektedir. Örneğin ülkemizde (Türkiye’de) henüz yasal bir tanımlaması yoktur. Türkiye Sosyal Girişim Ağı[2] Türkiye’deki yasal düzenleme için hukuksal ve finansal yapı için öneriler oluşturmaktadır.
İngiltere, ABD, bazı AB ülkelerinde, Güney Kore, Brezilya ve bazı Latin ülkelerinde farklı isimlerle anılıyor olsa da “sosyal işletme” olarak genelleştirilebilecek tanımlar ve yasal statüler mevcut. Örnek vermek gerekirse: İngiltere’de PIC (Public Interest Company) olarak tanımlanan işletmeler örnek verilebilir. PIC’ler normal ticari bir işletme gibi para piyasalarından kaynaklar kullanabilir, kredi alabilir, yatırım yapabilir ancak ortak ve hissedarlarına değişken temettü ödemesi yapamazlar.
ABD için benzer şekilde PBC (Public Benefit Corporations[3]) örnek gösterilebilir. Ancak her ülkenin kendi yasal mevzuatları kapsamında küçük farklar taşırlar.
Türkiye’de sosyal girişim örnekleri:
Yukarıda kısaca bahsettiğimiz gibi Türkiye’de halihazırda bir yasal tanım ve hukuki-mali bir çerçeve yok. Ancak bu durum sosyal girişimcileri durdurmuyor tabi! Yasal bir çerçeve olmayınca ilk bakmamız gereken ve en önemli noktalardan biri şirket sözleşmesi ve bildirim (deklarasyon) oluyor. Şirket kendini bir ‘sosyal girişim’ olarak tanımlıyor mu? Ortaklarına, hissedarlarına kar payı – temettü dağıtıyor mu? Ürün ve hizmet satışı dışında bağış vb. gelir kalemleri var mı? Finansal verilerini ve faaliyetlerini şeffaf bir şekilde paylaşıyor mu?
Türkiye’de ve dünyada ne yaptıklarını/nasıl yaptıklarını inceleyebileceğiniz birçok sosyal girişime ve sosyal girişimciye Ashoka Fellowship programından[4] ulaşabilirsiniz.
Sonuç olarak
Sosyal girişimciliği sosyal fayda yaratmak, toplumsal sorunlara kalıcı ve yenilikçi çözümler üretmek için bir araç olarak görmek gerekiyor. Gördüğünüz, fark ettiğiniz bizzat içinde bulunduğunuz toplumsal sorunlara çözüm ararken kullanabileceğiniz bir yöntem. Sosyal girişimler, derneklerin, vakıfların iktisadi işletmelerine, firmaların kurumsal sosyal sorumluluk projelerine, hayırseverliğe, filantropiye ya da kamu faaliyetlerine rakip değildir. Sosyal girişimci çözmeyi düşündüğü sorunun üzerine tıpkı bir özel sektör girişimcisi gibi “risk alarak”, “yeni bir yaklaşım önererek” gider.
Bill Drayton’un bir sözüyle bitireyim. “Sosyal girişimciler sadece balık vermek veya balık tutmayı öğretmekle yetinmezler. Onlar balıkçılık endüstrisini baştan aşağı değiştirinceye kadar dinlenmeksizin çalışırlar.”[5]
Cinovasyon Derneği Üyesi,
Uluslararası İnovasyon Derneği Başkanı
Oğuz ÖZKÖROĞLU
[1] http://ashokaturkiye.org/sosyal-girisimciler/
[2] https://www.sosyalgirisimcilikagi.org/
[3] Bazı kaynaklarda B-Corp olarak da geçer.
[4] http://ashokaturkiye.org/ashoka-fellowship-programi
[5] Metnin orijinali: “Social entrepreneurs are not content just give a fish or teach how to fish. They will not rest until they have revolutionized the fishing industry.”